Açıklama
Balık yağından farklı olarak, krill yağındaki omega-3 yağ asitleri fosfolipid formunda bulunmaktadır. Bundan dolayı da suda çözünme özelliği bulunmakta ve çok daha fazla oranda kana geçebilmektedir. Bu yağ türü vücut tarafından çok daha kolay amilmekte ve kullanılmaktadır.
Omega-3 yağ asitleri çocukların büyüme ve gelişme çağında kesinlikle olması gereken besin öğelerindendir. Özellikle bebeklik döneminde göz ve beyin gelişiminde önemli rol almakta, önemli pek çok kronik hastalığın önlenmesinde fayda sağlamaktadır.
Bebeklik, çocukluk ve ergenlik çağlarında vücuttaki zarar görmüş hücrelerin yenilenmesi ve onarılması açısından omega-3 yağ asitleri çok önemlidir. Omega-3 yağ asitleri üzerine yapılan çalışmalarda, ileriki yaşlarda kalp-damar hastalıkları ve kanser gibi hastalıkların önlenmesinde katkı sağladığı belirlenmiştir. Bununla birlikte; Krill yağı alerji, egzama, deride kuruma ve pullanma ile birlikte bazı enfeksiyonların gelişimini de engellemeye yardımcı olmaktadır. Omega-3 yağ asitleri tek başına kanser ve kalp-damar hastalıklarına çare değildir, ancak deniz ürünlerinde ve balıkta bulunan başka besin öğreleri ile birlikte etkisi çok daha fazla olmaktadır.
Hamilelikte omega-3 yağ asitleri anne karnında bulunan bebeğin sinir sistemlerinin gelişimi çok pozitif bir şekilde etkiler. Krill yağında bol miktarda bulunan omega-3 yağ asitleri, kötü kolesterolü düşürmede iyi kolesterolün de yükselmesinde oldukça etkili olmaktadır. Ayrıca damar sağlığına da önemli katkıları vardır.
Krill yağı, içerdiği güçlü antioksidan asanksantinler sayesinde balık yağından çok daha etkilidir. Krill yağında çok güçlü bir antioksidan olan astaksantin yüksek oranda bulunmaktadır. Astaksantin, mikroalglerden elde edilmektedir. Güçlü antioksidan özelliği nedeniyle insan sağlığına pozitif etkisi olan bir karotenoittir. Bu madde somon balığı, karides ve filamingoya pembe-kırmızı rengini veren bir pigmenttir. Kimyasal yapısı A vitaminine ve karotene benzemektedir. Kana çok daha hızlı karışan astaksantinler, Alzheimer ve Parkinson hastalığının tedavisinde de kullanılmaktadır. Oldukça yüksek oranda anti-kanserojenik etkileri bulunmaktadır. Yapılan bilimsel araştırmalarda kolon ve üriner sistem kanserlerinin önlenmesinde etkili olduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra; kalp-damar sağlığı ve eklem romatizmasına çok ciddi oranda faydası bulunmaktadır.